SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİNE İLİŞKİN ÖNERİLERİMİZ

İntibak, Bütün Dönemleri Kapsamalı

Sosyal güvenlik siteminin en önemli uygulama alanı olan gelir ve aylıkların hesaplanmasında ve yükseltilmesinde norm ve standart birliği kurulamadığından, gelir ve aylık alanlar arasında eşitsizlikler giderek büyümüştür.
Türkiye Emekliler Derneği, emekli aylıklarında eşitliğin sağlanması için intibakın bütün dönemleri kapsamışını savunmuştur. Taban aylıklar ve gelirler eşitlenmelidir. Aylıkların hesaplanmasında ve artışında insan onuruna yaraşır hayat seviyesi dikkate alınmalıdır. Sosyal güvenlik kuruluşlarının standartlarındaki farklılıklar, yasal düzenlemelerle intibak yapılarak giderilmelidir.
2000 sonrasında emekli olanların intibakı yapılmadığından, emeklilerimizin aylıklarında oluşan kayıplara çözüm getirilememiştir. Türkiye Emekliler Derneği, 2000 sonrası emeklilere intibakın yapılmamasını, Anayasanın eşitlik ilkelerine de aykırı olduğunu savunmuştur.
Türkiye Emekliler Derneği, intibakın bütün dönemleri kapsaması için yargı yoluna başvurmuş, gerek Anayasa Mahkemesi ve gerekse de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Derneğimizin açmış olduğu davayı yerinde bulmuş; 2000 öncesi emeklilere uygulanan 6283 sayılı İntibak Kanunu’nun ayrım yapılmadan, tüm emeklilere uygulanması yönünde görüş bildirmiş ve bu sorunun çözümü için TBMM’nin yeni bir düzenleme yapması gerektiğine kararlarında yer vermiştir.
Sosyal güvenlik sistemimiz iyi yönetilmediğinden, aynı statüde olanların aylık hesaplama parametrelerinin değiştirilmesi, emekli aylıkları arasında uçuruma varan farklılıklar oluşmuştur.
Emekli aylığına hak kazanma koşullarında yapılan değişiklikler, nimet/külfet dengesini bozmuştur. Emekli aylıkların hesaplanması ve artış sisteminde norm ve standart birliği oluşturulmadığından, 2000 öncesi ve sonrası dönemlerde emekli olanlar arasında farklı aylıklar ödenmiştir. Bu nedenle, dönem farkı olmaksızın prim kazançları ve prim ödeme gün sayıları eşit olan emeklilere, eşit aylık ödenmesi için 2000 sonrası emeklilerin intibakı yapılmalıdır.
Karma Emekli Aylığı Hesaplanma Sistemi Değiştirilmeli
Her bir emeklimize hak ettiği aylığın ödenmesi için, emekli olunan tarihlere bakılmaksızın, güncelleme katsayısı ve aylık bağlama oranları aynı olmalıdır.
Emekli aylıkların, sigortalıların çalıştıkları dönemlerde yürürlükte olan kanun hükümlerine göre karma sistem üzerinden hesaplanması, nimet/külfet dengesini de bozmuştur. 2000 sonrasında emekli olanların kök aylıklarında ciddi kayıplar yaşanmaktadır. 2000 öncesi dönemde yüzde 70 olan asgari aylık bağlama oranı, 2000 sonrası dönemde yüzde 35’e düşürülmesi, tabandan aylık alanları mağdur eden bir sisteme dönüşmüştür.
2000 öncesi dönemde gösterge sistemi ve devlet memurları katsayısı esas alınarak bulunan kazançlar (gösterge değeri) üzerinden aylık bağlanma oranı karşılığında emekli aylıkları hesaplanmaktaydı. 1 Ocak 2000 itibariyle yürürlüğe giren 4447 sayılı Kanun ve 1 Ekim 2008 itibariyle yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanun hükümlerine göre emekli aylıklarının hesaplanması, karmaşık olduğu gibi, eşitliği de bozan bir yönteme dönüşmüştür. Bu sisteme göre, çalışılan dönemlerde yürürlükte olan kanun (506-4447-5510) hükümleri esas alınarak, karma sisteme göre emekli aylıkları hesaplanmaktadır.
5510 sayılı kanunla birlikte, 2008 sonrası dönem için uygulanan hesaplanma parametreleri yetersiz kalmış ve emekli aylıklarında kayıpların giderek artan bir uygulamaya dönüşmesi, sistemin en büyük sorunu olmuştur. Emekli aylıklarındaki düşmelerin etkisini azaltmak için bazı yıllar seyyanen zamlar yapılarak, emekli aylıkları arasında denge sağlanmaya çalışılmıştır. 2017 yılı dahil sonraki yıllarda emekli aylıklarına seyyanen zammın yapılmaması, geçmişte yapılan seyyanen zamların son altı yılda emekli olanlara uygulanmaması, bu kapsamda aylık alanların önemli bir kısmının kök aylıkların düşmesine neden olmuştur.
Sosyal güvenlik, gelir dağılımının iyileştirilmesinde ve yoksullukla mücadelede en temel araçtır. Bu nedenle, emekli aylığı hesaplama parametreleri yeniden belirlenmeli ve emeklilere hak ettikleri insanca yaşamaya yetecek aylık ödenmelidir.

  • 2000 Sonrası Emekliler de Refahtan Pay Almalı
    2000 sonrası dönemde 4/a ve 4/b kapsamında emekli olanlara, emekli olduğu tarihten itibaren gelişme hızı artışı yansıtılmadığından, eşitsizlik yaratan bir diğer uygulamaya dönüşmüştür. Gelir ve aylıkların yükseltilmesi ile ilgili 5510 sayılı Kanun’un 55. maddesi, güncellenme katsayısı esasları ile uyumlu hale getirilmelidir.
    5510 sayılı Kanun’un 3. maddesindeki güncellenme kriterleri, 4447 sayılı Kanun’daki gibi gelişme hızının yüzde 100’ü olarak değiştirilmelidir.
  • Prim Kazançları Gösterge Sistemine Göre Değerlendirilmeli
    2000 sonrası dönem için gelir ve aylık alanların çalıştıkları dönemdeki prime esas kazançları temel alınarak geçmiş ve gelecek dönemleri kapsayacak yeni bir gösterge tablosunun tespit edilmesi, norm ve standart birliğinin sağlanabilmesi acısından bir gerekliliktir. 2000 öncesi gösterge sistemi esas alınarak, 2000 sonrası dönemlerdeki kazançların her bir sigortalı için derece ve kademesi belirlenmelidir. Böylece, prim kazançlarının tespit edilmesi ve gelir ve aylıkların artırılması gösterge tablosuna endekslenerek adalet ve eşitlik sağlanabilecek, bu şekilde norm ve standart birliğine ulaşılacaktır.
  • Emeklilere Sendika Hakkı Tanınmalı
    Derneğimizin sendikal statüye dönüşmesi için 30 yıldır mücadele vermektedir. Toplu iş sözleşmesi ile aylıklara yapılan artışlardan tüm emekliler eşit bir şekilde yararlanması için emeklilere sendika hakkı tanınmalı ve emekli zamlarının belirlenmesinde derneğimiz sosyal taraf olarak yer almalıdır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir